“Yaşasın Politik ve Kültürel Direniş”

Son zamanlarda üzerinde tartışılan 13. İstanbul Bienali’nin protestosu ardından, geçmiş yıllara dair bu olayla ilişkilenebilecek bir haber geçti elime. Milliyet Sanat Dergisi’nin 2000 yılındaki 484. sayısında yer alan haberi Ayşegül Sönmez hazırlamış.  Görselleri okunabilmesi için büyük tuttum ama Brener-Schurz çiftinin kaleme aldıkları bildiriyi tekrar etmekte fayda var:

“Sevgili İzleyici:

Uluslararası sanat sistemi hala depolitizasyon mekanizmasını çağdaş kültür adına sürdürmektedir. Politika, neoliberalizme direniş ve onun yapısının çürümesi her geçen gün büyümektedir. Sanat küresi, multikültürellik etiketi altında ya da sadece nötr terim, görsel sanatlar olarak transulusal sermayenin, neoliberal ve elitist kültür merkezlerinin ilgilerine hizmet etmektedir. Egemen sanat sistemi yeni küresel terimler kullanıyor, azınlıklar, küreselleşme, kimlik gibi…
(…)
Manifesta 3, tereddütsüz bu sistemin bir parçasından ibarettir. Borderline Sendromu da bu yeni ve moda olan terimlerden biri, sanat sisteminin yeni yeni kullandığı. Sanatçı seçimi burada da her yerde olduğu gibi bir takım küratörlerin yozlaşmış zevklerinin, bürokratların yüzeysel zevklerinin birer sonucu.
Kültürün savaş olduğunu unutmamak gerekir. Yeni ilişkiler ve yeni terimler için çok zorlu bir savaş. Bugün kültür Ljubljana’dan çok Seattle’da.
Manifesta’yı sabote et! Multikültürcü örneklere karşı mücadele var. Neoliberal sanat sistemine saldır! Bağımsız sanat yapmak için uğraş! Yaşasın politik ve kültürel direniş ve aktif karşı duruş!”

Alexander Brener – Barbara Schurz